Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, uzay, havacılık ve haberleşme sektöründe akıl terinin çok öne çıktığı bir alan olduğunu belirtti.
Bakan Arslan, Türksat ve Inmarsat Stratejik İşbirliği Tanıtım Toplantısı’nda, söz konusu işbirliğinin çok önemli olduğunu ve bu coğrafyada bundan sonraki işbirliklerine örnek teşkil edeceğini ifade ederek, “Biz, bundan, insanlarımız adına daha fazla katma değer oluşturacağız.” diye konuştu.
İşbirliğinin, stratejik hedefler doğrultusunda Türkiye’yi uydu ve uzay alanında daha da büyütecek yeni işbirlikleri ile ortaklıkların başlangıcı ve habercisi olacağını dile getiren Arslan, bunun kurumlara ve bireylere evrensel normlar çerçevesinde verilecek servislerin artırılması adına gayretlerin başlangıcı olduğunu söyledi.
Türksat’ın, uydu operatörlüğünün yanı sıra, kablo operatörü ve kamunun bilişim çözüm merkezi olarak da faaliyet gösterdiğini anlatan Arslan, Türkiye’nin uzaydaki 4 haberleşme uydusundan en yaşlısı olan ve kullanım ömrü geçen yıl dolan Türksat 2A’nın 2019’a kadar salınımlı yörüngede kullanılmaya devam edeceğini kaydetti.
Yeni uydulara yönelik çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğine dikkati çeken Arslan, 31 derece Doğu yörüngesinde işletilmek üzere Türksat 5A uydusunu 2018 yılı sonuna doğru, 42 derece Doğu yörüngesinde uydu yedekliğini sağlamak ve mevcut kapasiteyi artırmak üzere Türksat 5B uydusunu 2019 yılının ilk yarısında uzaya fırlatmayı hedeflediklerini bildirdi.
Hükümetin stratejik alanlarda ve katma değerli işlerde millileştirme projelerinin bir bir hayata geçtiğini belirten Arslan, bu kapsamda yazılımı ve tasarımı bütünüyle yerli olacak Türksat 6A uydusunun, 2020’de uzaya gönderileceğini kaydetti.
Projenin toplam bütçesinin 546 milyon lira olduğunu dile getiren Arslan, Türksat 6A uydusu üzerinde, televizyon yayıncılığı gibi ticari faaliyetlerin yanı sıra, askeri haberleşmenin de yer alacağını söyledi. Arslan, Türksat 6A ile Türkiye’nin kendi haberleşme uydusunu üreten 10 ülke arasına gireceğini bildirdi.
Türkiye Uzay Ajansının kurulması ve uzaya yönelik faaliyetlerin düzenlenmesi hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’nın meclise sevk edilecek aşamaya getirildiğini anlatan Arslan, uzay ajansının kurulmasıyla birlikte Türkiye’nin uzay teknolojileri alanında çok daha hızlı yol alacak seviyeye geleceğini ifade etti.
Çeşitli kuruluşlar tarafından yürütülen projelerin koordinasyonunu sağlamak amacıyla Başbakan Binali Yıldırım’ın başkanlığında, ilgili bakanların da olduğu Uzay Stratejileri Yüksek Kurulu oluşturulacağını dile getiren Arslan, böylece Türkiye’nin uzay alanındaki mevcut altyapısı ve yeteneklerinin hızla geliştirileceğini söyledi.
Türksat’ın, kara, hava ve denizcilik sektörüne mobil uydu haberleşmesi alanında hizmet sunan Inmarsat ile stratejik ortaklığa gittiğini ifade eden Arslan, Türksat ile Inmarsat arasında 8 Mart’ta imzalanan sözleşme kapsamında Türksat’ın bölgesel ölçekte sunduğu mevcut uydu haberleşme hizmetlerine ilave olarak mobil uydu haberleşmesi hizmetlerini de sunma imkânına kavuşacağını belirtti.
Arslan, iki şirket arasındaki anlaşmayla Inmarsat ürünlerinin kamu kurumlarına satışının gerçekleştirileceğini dile getirerek, şunları söyledi:
“Bir ya da birden çok Türk üretici firmanın Inmarsat donanımlarını üretmesine de fırsat sağlanacak. Böyle bir fırsatın sağlanması önemli. Türkiye’deki kamu kurum ve kuruluşlarına, askeri kurumlara, havacılık otoritelerine Inmarsat’ın L Bant ile GX ürünlerinin tanıtımı ve satışı artık, Türksat tarafından yapılabilecek.”
İşbirliği kapsamında ileride fırlatılacak Inmarsat uydularının olası yer istasyonlarının Türkiye’de kurulabilecek olmasını önemsediklerini belirten Arslan, şöyle konuştu:
“S Bant haberleşmesinin Türkiye’de yaygınlaştırılması maksadıyla yapılacak çalışmalar, bu anlamda Inmarsat terminallerinin Türkiye’de üretilmesi için yapılacak çalışmalar, yine bu işbirliğinin önemli ayaklarından. İki operatörün işbirliğinin bilgi ve deneyim paylaşımıyla iş yapmaya dayalı bir stratejik partnerlik olarak geliştirilmesi önemli hedeflerimizden.”
"Adımlarımızı daha hızlı ve büyük atmalıyız"
Atılan adımlarla hem uluslararası düzeyde işbirlikleri geliştirildiğini, hem de ülkenin uzay ve havacılıkla ilgili önemli deneyimler edindiğini belirten Arslan, bu alanlarda yerli ürünler üretebilme kabiliyetinin geliştiğini vurguladı. Arslan, “Artık, alın teri değil, akıl terini de akıtabileceğimiz alanları oluşturmak zorundayız. Bu kapsamda uzay, havacılık ve haberleşme sektörü akıl terinin çok öne çıktığı önemli bir alan. Bizim de adımlarımızı daha hızlı ve büyük atmamız gerek.” dedi.
Arslan, uydu teknolojileri alanındaki dışa bağımlılığı asgariye indirmeyi, sahip olunan imkân ve kabiliyetleri artırmayı, ülke kaynaklarını verimli kullanmayı, bu alanda bilgiyi üretime ve katma değere dönüştürmeyi önemli gördüklerinin altını çizdi.
"Inmarsat’ın dördüncü yer istasyonunu Türkiye’de kurulacak"
Türksat Genel Müdürü Cenk Şen de Türksat’ın ana faaliyet alanlarının uydu, kablo ve bilişim hizmetleri olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin hâlihazırda uzayda 4 uydusunun bulunduğunu söyledi. En önemli iki uydunun Türksat 4A ve Türksat 4B olduğunu söyleyen Şen, milli hedeflere bağlı olarak kapsama alanlarının sürekli genişletilmesi gerektiğini, bu amaçla da Türksat 5A, Türksat 5B ve Türksat 6A uydularını 2020 yılına kadar uzaya göndermeyi hedeflediklerini kaydetti.
Inmarsat ile sadece ticari değil, teknoloji transferine yönelik işbirliğini amaçladıklarını bildiren Şen, merkezi İngiltere’de olan şirketin 1979’da kurulduğunu söyledi. Deniz, kara ve hava alanlarında mobil haberleşme hizmetleri sunan Inmarsat ile ilişkilerin 2013’te başladığını belirten Şen, Inmarsat’ın uydu hizmetlerinin verildiği Dünya üzerindeki dördüncü yer istasyonunun Türkiye’de kurulacağını aktardı.
Şen, Inmarsat ile teknoloji transferinin yanı sıra, uydudan yararlanarak uçakla seyahatte genişbant internet sağlanmasına yönelik çalışmalarının devam ettiğini sözlerine ekledi.
“Türksat ile stratejik ortaklık son derece cazip”
Inmarsat CEO’su Rupert Pearce, Türksat ile stratejik ortaklıklarının son derece cazip olduğunu belirterek, “Türkiye’yi ve Türk ekonomisini yatırım yapmak için oldukça heyecan verici bir alan olarak görmeye devam ediyoruz. Inmarsat’ın söz konusu ortaklık fırsatına karşı tutumunun son yaşanan olaylardan etkilenmediğini belirten Pearce, 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişimine ilişkin, “Son gelişmeleri takip eden herkes, böylesine zor zamanlarda Türk milletinin gösterdiği gücü, cesareti ve metaneti hayranlık ile seyretmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Pearce, iki şirket arasındaki stratejik ortaklığın Türkiye‘deki ortak iş ve teknoloji ekosistemi ve Türk ekonomisi için muazzam bir potansiyel sunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Inmarsat son yıllarda 4 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmek adına, AR-GE’ye yıllık 500 milyon dolardan fazla yatırım yapmaya devam etmekteyiz. Bu ortaklığın Türkiye’de yaygın bir sayısal toplumun gelişimine önemli katkı sağlayacağına inanmaktayız.”
Inmarsat ve Türksat arasındaki işbirliğinin gerçek anlamda hem ulusal, hem uluslararası bir etkiye sahip olabileceğine işaret eden Pearce, “Geleceğin Inmarsat ve Türksat’ın stratejik işbirliği için son derece parlak göründüğünü ve birlikte ileriye doğru atacağımız ilk adımlar için oldukça heyecanlı olduğumuzu söyleyebilirim." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Avusturya’nın Graz şehrinden havacılık modülü kullanılan bir uçakla nehirdeki bir teknenin görsel takibi yapılarak, alınan görüntüler Inmarsat uydusuyla yer istasyonuna aktarıldı ve Turksat’ın VSAT terminali aracılığıyla Ankara’daki toplantı salonuna ulaştırıldı.