Türksat A.Ş.’nin desteğiyle ilk defa düzenlenen Satcom Vision 2018 etkinliği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Türksat Genel Müdürü Cenk Şen ile çok sayıda sektörel temsilcinin katılımıyla gerçekleşti.
Açılış programında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Turhan, 2020 ve 2021’de uzaya gönderilecek olan iki haberleşme uydusu ile uydu kapasitesini ve kapsama alanını artırmayı amaçladıklarını bildirdi. Bakanı Turhan, konuşmasında şunları söyledi:
“Türksat 5B uydusuyla özellikle Ka-Bant kapasitesi, mevcut kapasitenin 15 katına çıkacak. Türksat 5B haberleşme uydusu üzerinde planlanan Ka-Bant kapasitesiyle özellikle ticari gemiler ile hava yolları pazarına odaklanacağız… Böylece Orta Doğu’nun tamamı, Basra Körfezi, Kızıldeniz, Akdeniz, Kuzey ve Doğu Afrika, Nijerya, Güney Afrika ve yakın komşu ülkeler kapsama alanına dâhil edilerek, sektörde önemli bir konuma erişeceğiz.”
Geçmişte haberleşmek için duman, güvercin ya da posta arabası gibi araçların kullanıldığını hatırlatan Turhan, sanayi devrimiyle makinelerin, haberleşmenin önemli unsuru hâline geldiğini ve nihayet telgraf, telefon, internet ve uydu teknolojilerinin kullanılmaya başlandığını belirtti. Bunların doğal sonucu olan yenilikçi teknolojilerin ise haberleşme paradigmalarını kökten değiştirdiğine dikkati çeken Turhan, günümüzde haberleşme sistemlerinde ulaşılan en üst teknolojilerden birinin de uydu haberleşme sistemleri olduğunu bildirdi.
Turhan, ilk olarak 1940’lı yıllarda ortaya çıkan uydular üzerinden haberleşme düşüncesinin 1957’de gerçekleştiğini, uzaya gönderilen ilk uyduların askeri amaçlı olarak kullanıldığını ve bunların ticari uydulara da öncülük ettiğini anlattı.
1965 yılında uzaya gönderilen uyduyla küresel ölçekli uydu haberleşme çağının başladığına işaret eden Turhan, “İhtiyaçlar yeniliğin anasıdır” sözünün, uydu teknolojilerinin gelişimini çok güzel ifade ettiğini kaydetti.
Uydu teknolojisinin son derece karmaşık unsurların bir araya getirilmesiyle gerçekleşen yüksek bir teknoloji alanı olmasına rağmen, zaman içinde pek çok devletin iştigal ettiği bir rekabet alanına dönüştüğünü vurgulayan Turhan, Türkiye’de bu alanda küresel aktörler arasına girme yolunda son yıllarda önemli adımlar atıldığını söyledi.
Dünya yörüngesinde bin 886 uydu faaliyet gösteriyor
Türkiye’nin Uluslararası Haberleşme Uyduları Organizasyonu (Intelsat), Avrupa Uydu Haberleşme Örgütü (Eutelsat) ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (Inmarsat) gibi kuruluşların üyesi olduğunu belirten Turhan, uzaya gönderilen ilk insan yapımı araç olan Sputnik'ten beri uzaydaki yapay uydu sayısının binlere ulaştığını ifade etti.
Turhan, Dünya yörüngesi üzerinde, 792 haberleşme uydusu, 661 yer gözlem uydusu, 213 teknoloji geliştirme uydusu, 121 navigasyon/konumlama uydusu, 76 uzay araştırma uydusu ve 23 Dünya araştırma uydusu olmak üzere, bin 886 uydunun faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Bu uyduların 826’sının ticari, 523’ünün kamusal, 399’unun askeri ve 138’inin ise sivil kullanıma hizmet verdiğini anlatan Turhan, “Uydu sayısı az olan ülkeler genellikle bu uyduları ticari amaçla kullanmakla birlikte uydu sayısı fazla olan ülkeler, uyduları ticari, askeri, gözlem ve hatta araştırma geliştirme amaçlı kullanmaktadır.” dedi.
Turhan, Avrupa'daki toplam uydu kullanımının son yıllarda standart kapasitedeki durgunluğun devam etmesiyle gelecek 10 yıl içinde düşeceğinin tahmin edildiğine dikkati çekerek, yüksek kapasiteli uydu kullanımındaki artışın, kısmen devam edeceğini ve pazardaki genişlemeyi tek başına belirleyeceğini bildirdi.
Uydu sektöründe yeni işbirliğine ihtiyaç duyulacak
Sektöre sunulan uydu kapasite arzının arttığını, yakın gelecekte teknolojik gelişmelerin, uydu kapasitesi talebini yükselteceğini dile getiren Turhan, uydu sektöründe kaydedilen gelişmeler ve daralan pazar yüzünden maliyetleri azaltmaya ve paylaşıma yönelik yeni işbirliği imkânlarına ihtiyaç duyulacağını söyledi.
Türkiye’de Türksat’ın, Avrupa’dan Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada uydular üzerinden ses, veri, internet, TV ve radyo yayıncılık hizmetleri sağlayarak, karasal altyapının olmadığı bölgelerde müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik esnek çözümler sunduğunu belirten Turhan, 2020 ve 2021’de uzaya fırlatılacak iki uydu ile hem kapsama alanını hem de uydu kapasitesini artırmayı amaçladıklarını kaydetti.
Yerli ve milli uydu vurgusu
Turhan, 2020'de 31 derece Doğu lokasyonuna atılacak Türksat 5A haberleşme uydusu ve 2021'de 42 derece Doğu lokasyonuna atılacak Türksat 5B haberleşme uydusuyla özellikle Ka-Bant kapasitesinin, mevcut kapasitenin 15 katına çıkacağını belirtti. Ayrıca, Türksat 5B haberleşme uydusu üzerinde planlanan Ka-Bant kapasitesiyle özellikle ticari gemiler ile hava yolları pazarına odaklanıldığının altını çizdi.
Böylece Orta Doğu’nun tamamı, Basra Körfezi, Kızıldeniz, Akdeniz, Kuzey ve Doğu Afrika, Nijerya, Güney Afrika ile yakın komşu ülkelerin kapsama alanına dâhil edilerek, sektörde önemli bir konuma erişmeyi amaçladıklarına işaret eden Turhan, ilk yerli haberleşme uydusu projesi Türksat 6A’da da tasarım aşamasının sonuna yaklaşıldığını ve tasarlanan uydunun yeterlilik test modellerinin üretimine başlandığını ifade etti.
Turhan, Türkiye’nin haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer almasını sağlayacak projenin de 2020 yılında tamamlanmasını planladıklarını belirterek, “Her hâl ve şartta nihai hedefimiz, Türkiye’yi, yerli ve milli teknolojiyle uydu üretebilen, uydu fırlatabilen ve Dünya uydu pazarından yüksek pay alabilen ülkeler arasına katılabilmektir. Bunları yakın dönem içinde gerçekleştireceğiz.” Şeklinde konuştu.
Sayan: Milli Yer İstasyonu Geliştirmesi Projesi (MİYEG) 2019’da tamamlanacak
Uydu teknolojilerinin, yüksek risk taşımanın yanı sıra, yüksek teknolojiye ve yatırıma ihtiyaç duyan bir alan olduğuna dikkati çeken Sayan, şöyle konuştu:
“Bununla birlikte uydu teknolojisi, iletişim, navigasyon ve Dünya’nın gözlenmesi alanında çok önemli katkılar sağlıyor. Uydu teknolojileri ülkelere Dünya genelinde siyasi, stratejik, askeri, teknolojik ve ekonomik alanlarda önemli avantajlar sunuyor. Bu nedenle ülkemiz, bu katkılardan tam olarak yararlanabilmek için uydu sektöründe kapasitesini ve rekabet gücünü artırmaya yönelik projelerini sürdürmektedir.”
“Güçlü Türkiye” yolunda attıkları büyük adımlara uydu sektöründe de yenilerini ekleme gayretinde olduklarına işaret eden Sayan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Ülkemiz, MİYEG Projesi 2019’da tamamlandığında, yer istasyonundan uyduya kadar bir uydu sisteminin tüm unsurlarını gerçekleştirebilecek seviyeye ulaşacak. Tasarımı, testleri, entegrasyonu yüzde 100 yerli ve pek çok alt bileşeni yurtiçi imkânlarla Kahramankazan’daki tesislerde üretilen Türkiye’nin ilk haberleşme uydusu Türksat 6A, 2021’de faaliyete geçmeye hazır hâle gelecek.”
Şen: Türksat pazarda ilk 20 uydu operatörü arasında
Türksat Genel Müdürü Cenk Şen de 42 derece Doğu yörüngesinde Türksat 3A, Türksat 4A ve 50 derece Doğu yörüngesinde Türksat 4B haberleşme uydularıyla Avrupa’dan Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada ses, veri, internet, TV ve radyo yayıncılık hizmeti sağlayan Türksat’ın küresel pazarda ilk 20 uydu operatörü arasında bulunduğunu söyledi.
Şen, 2021’de uzaya gönderilecek Türksat 5B’nin, hem 42 derecede lokasyonunu güçlendireceğini hem de Ka-Bant kapsama alanıyla Afrika’dan Asya’ya kadar geniş bir bölgede yüksek hızlarda veri hizmeti sağlayacağını bildirdi.
Açılış oturumunun ardından GEO, MEO ve LEO yörünge uydu sistemleri ile ilgili yapılan oturuma konuşmacı olarak katılan Türksat A.Ş. Uydu Programları Direktörü Selman Demirel "Türkiye'nin İlk Milli Haberleşme Uydusu Türksat 6A" başlıklı bir sunum yaptı. Türksat 6A projesinde geride bırakılan aşamalardan bahseden Demirel, yüklenici firmaların misyonlarından ve projenin hangi safhada olduğundan bahsetti.