25 Şubat 2020
Bilişim
Genel

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, son dönemde resmi kurumlara ait gibi görünen sahte mobil uygulamalarla karşılaşıldığını belirterek, “cihazımızın kamerasına, mikrofonuna veya rehberine gerekli olmadığı hâlde erişmek isteyen uygulamalara karşı dikkatli olmalıyız.” dedi.

Sayan, Türksat’ın iletişim desteğiyle Kamu Siber Güvenlik Derneğinin “Mobil Cihazların Güvenliği” temasıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) düzenlediği 7’nci Siber Güvenlik Platformu etkinliğindeki konuşmasında mobil cihazların bugün sanayiden sağlığa, kamu kesiminden özel sektöre kadar her alanda kritik bir yeri olduğunu söyledi.

Siber güvenlikte bireysel bilinçlenmenin önemine dikkati çeken Sayan, mobil uygulamaları kullanırken daha dikkatli olunması gerektiğini bildirerek söyle konuştu:

Son dönemde resmi kurumların mobil uygulamaları gibi görünen sahte uygulamalarla karşılaşılıyor. Mobil cihazlarımıza yüklediğimiz uygulamaların resmi kurumlara ait olup olmadığına dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle uygulamaların, cihazımızdaki hangi özelliğe erişmek istediklerini kontrol etmeliyiz. Cihazımızın kamerasına, mikrofonuna veya rehberine gerekli olmadığı hâlde erişmek isteyen uygulamalara karşı dikkatli olmalıyız.

Zararlı yazılımların telefonlara yüklenmesi konusunda farklı yöntemlerin kullanıldığına işaret eden Sayan, bilinmeyen numaralardan gelen çağrılarla da mobil cihazlara takip programları yüklenildiğini, bu konuda daha dikkatli olunması gerektiğini dile getirdi.

Sayan, Türkiye’nin siber güvenlik uzmanı yetiştirme konusundaki çalışmalarına da değinerek şunları söyledi:

Geçtiğimiz günlerde, siber güvenlikle ilgili uzman açığının kapatılabilmesi için siber güvenlik paydaşı olan kurumlarla bir araya gelerek koordinasyonun sağlanması noktasında bir karar verildi. Biz de bu noktada üzerimize düşeni en iyi şekilde yapacağız. Önümüzdeki dönemde her alanda olduğu gibi, bilgi ve iletişim teknolojilerinde de Türkiye’yi Dünya’nın en önde gelen ülkeleri arasında göreceğiz. Yüksek teknolojiye dayalı ürünleri tasarlayan, geliştiren, üreten, güvenliğini sağlayan ve tüm Dünya’ya pazarlayan bir Türkiye için çalışacağız.

BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da mobil teknolojilerin hızla gelişmesi ve internetin bu teknolojilerle kullanılabilir hâle gelmesiyle pek çok alanda değişim yaşandığını bildirdi.

Karagözoğlu, iletişimin yoğunlaştığı bir dönemde veri güvenliğinin göz ardı edilemeyeceğini vurgulayarak, var olan verilerin saldırılardan korunması için teknolojik ve yasal zeminde bazı önlemlerin alınmasını zorunlu kıldığını kaydetti.

Kişisel veri güvenliği konusunda kurum olarak çeşitli düzenlemeler yaptıklarına dikkati çeken Karagözoğlu, “Bu çalışmalar arasında en önemlisi, hem verilerimizin hem de ülkemizin siber güvenliğinin sağlanması için Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin (USOM) kurulması oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanı Hacı Ali Mantar, siber güvenliğin son 30 yılın en önemli konularından biri olduğunu ve gelecek yıllarda da önemli olacağını bildirdi.

Türkiye’nin 1998’den itibaren milli kripto üzerinde çalıştığını ifade eden Mantar, 2000’li yıllarda milli kriptonun geliştirildiğini hatırlattı.

Kamu Siber Güvenlik Derneği Başkanı Ahmet Ercan Topçu da Türkiye’nin siber güvenlik teknolojilerinde rekabetçi pazarda yer almasının, Savunma Sanayii Başkanlığı altındaki Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi güç birlikleriyle olabileceğini bildirdi.

Türksat Kurumsal Bilgi ve Siber Güvenlik Yönetimi Direktörlüğü uzman personeli H. Kemal Taşkın ise, “Kurumsal Ortamlarda Mobil Cihaz Yönetimi ve Güvenliği” başlıklı sunumda mobil cihazlara karşı saldırganların ilgisi giderek arttığını söyleyerek, “2019 yılında mobil ortamlarda zararlı yazılımlar yaygınlaşıyor.” dedi.  Zararlı yazılımların geliştirmenin zor bir şey olduğunu belirten Taşkın, “Günümüzde artık internette zararlı yazılımların kaynak kodu dahi yayınlanmakta. Bu sebeple zararlı yazılım sayısı giderek artıyor.” diye konuştu.