17 Aralık 2015
Genel

Türksat A.Ş. Genel Müdürü Prof. Dr. Ensar Gül, TOBB ETÜ Üniversitesi’nde gerçekleşen Siber Güvenlik Platformu programında konuştu.

Sayısal çağda bilginin sınıflandırılmasının ve korunmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ensar Gül, “Her kurumun kendine göre bir güvenlik seviyesi var, örneğin üniversiteler giriş kapısına güvenlik personeli koyarken, devlet söz konusu olunca güvenliğin sağlanması için silahlı kuvvetler devreye alınabiliyor. Bu mantıkla her kamu kurumu kendi bilgi işlemi departmanı ile bilgi güvenliği sorununu çözmeye çalışıyor ancak kamu için çare ortak bir veri merkezinin oluşturulmasında, kamuya ait tüm verileri tek bir yerde topladıktan sonra güvenlik tedbirini de ona göre alabiliriz” dedi.

Yazılımların da millileştirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Gül, “Bilgisayarlarımızın verilerimizin güvenliğini soğuk savaş yaşadığımız ülkelerin yazılımlarına emanet edemeyiz. Bu yüzden antivirüs gibi yazılımlarımızı millileştirmemiz ve bu konudaki farkındalığı da artırmamız gerekiyor. “ diye konuştu.

Türksat A.Ş.’nin Türkiye’de TSE’den alınan A seviye Sızma Testi Hizmeti Firma Yeterlilik Belgesine sahip firmalardan biri  olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gül, “Tabiri caizse beyaz şapkalı hackerlerimiz var. İster kamudan olsun ister diğer kurumlar olsun bütün internet sitelerinin güvenli olup olmadığını test edebiliyoruz.” dedi.

“Siber güvenlik konusunda en zayıf halka insan”

Etkinliğin “Sosyal Medyada Siber Tehditler ve Güvenlik” adlı panelinde konuşan Türksat A. Ş. Kurumsal Bilgi ve Siber Güvenlik Yönetimi Direktörü Mehmet Ali Ortayatırtmacı ise siber güvenlik konusundaki farkındalığa vurgu yapmak istediğini belirterek, “Siber güvenlik konusunda en zayıf halka insan. İnsanlarda sistemlerin sahip olduğu zaaflardan daha fazla zaaf söz konusu. Bu yüzden insanların zaaflarından başlayarak sosyal mühendislik yapılıyor ” dedi.

Son kullanıcı olarak bilgi paylaşımı yaparken birden fazla durup düşünme gerekliliğinden bahseden Ortayatırtmacı, “Sosyal medyada verinin açık olarak paylaşım oranı yüzde 63 civarında. Sosyal mühendisliğe parça olarak bakıldığında çok önemseyemediğimiz olaylar parçaları birleştirdiğimiz zaman çok korkutucu sonuçlara varabiliyor” diye konuştu.