09 Şubat 2018
Genel
Uydu

Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, füzeciliğin ataları arasında yer alan Lagari Hasan Çelebi’nin adının verildiği Türksat Uydu ve Uzay Müzesi’nde Türksat envanterine giren tüm uyduların ve bunları uzaya götüren fırlatma roketlerinin modellerinin sergilendiğini belirterek, müzenin Türkiye’nin uydu tarihine ışık tuttuğunu dile getirdi.

Roketle dikey uçuş denemelerini 17. yüzyılda gerçekleştiren Lagari Hasan Çelebi’nin adı bugün Türksat'ın Gölbaşı Yerleşkesindeki Uydu ve Uzay Müzesi'nde yaşatılıyor.

Lagari Hasan Çelebi’nin roketle uçuş denemesi

Barutla çalışan iki katlı roketi 1633 yılında yapan Lagari Hasan Çelebi’nin 30 metre uzunluğundaki roketle, ateşlendikten sonra 2,5 kilometre yol aldığı ve ardından denize iniş yaptığı rivayet ediliyor.

Hasan Çelebi’nin roketinin ana motorunun çevresinde bulunan 6 küçük modül, roketi havaya yükselten ilk kademeyi oluşturdu. İlk kademede yer alan bu parçaların yakıtı tükendiğinde, ikinci kademeyi oluşturan ve daha büyük olan ana modül devreye girdi ve roketin daha da yükselmesini sağladı. 300 metre yüksekliğe ulaştığında Çelebi roketi terk ederek, havada kaymasını sağlayan ve bir tür paraşüt olan araç yardımıyla yavaşça denize indi. Hasan Çelebi yüzerek kıyıya çıktı.

Hasan Çelebi, 4. Murat’ın kızı Kaya Sultan’ın doğduğu gece Sarayburnu’ndaki şenlikler sırasında da bir uçuş denemesi gerçekleştirdi.

Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde söz konusu denemeyi, “Hasan Çelebi kendi icadı olan 50 okka barut macunu ile dolu 7 kollu bir fişeğe bindi ve yardımcıları tarafından bu fişek ateşlendi. Böylece gökyüzüne fırlatılan Hasan Çelebi, fişeğin barutu bitince önceden hazırladığı kanatları açarak Sinanpaşa Sarayı önünde denize indi.” şeklinde anlatır.

Türkiye’nin ilk başarılı füzesi

Bununla birlikte, Ermeni asıllı Türk vatandaşı Kirkor Divarcı da Türkiye’de üretilmiş ilk başarılı füzenin mucidi olarak tarihte yer alıyor.

“Marmara 1” adı verilen ve üzerinde ay yıldız olan 1 metre 33 santimetre uzunluğundaki, 1,5 kilogram ağırlığındaki ilk Türk füzesi, 19 Eylül 1962’de İstanbul’un Ümraniye semtinden gökyüzüne fırlatıldı. Yaklaşık 1 kilometre yüksekliğe çıkan füze havada ateş alarak düştü.

Daha sonra yapılan Marmara-2 isimli roket ise 15 kilometre yol kat ederek 822 metre yüksekliğe çıktı.

Füze çalışmalarının devam eden projelerle hız kazanmaya başladığı, ancak Kirkor’un evinde bilinmeyen bir nedenle çıkan yangında tüm projelerin tahrip olması sonucu çalışmaların durduğu söyleniyor.