11 Aralık 2015
Genel

Türksat A.Ş. ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) iş birliğiyle düzenlenen "Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri" başladı.

İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde, düzenlenen etkinliğin açılış programına Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın da aralarında olduğu çok sayıda davetli katıldı.

Etkinlikte yaptığı konuşmada artık işin içine daha fazla “akıl terinin” sokulması gerektiğini söyleyen Bakan Yıldırım, “Türkiye'nin doğal kaynakları yok. Ancak mukayeseli üstünlük oluşturmak bizim elimizde” dedi.

TÜRKSAT'ın bugünlere nasıl geldiğini anlatan Bakan Yıldırım,  “Mili uydu için yaklaşık 600 milyon lira gibi bir bedel öngörülüyor. TÜBİTAK da maliyete katılıyor ve 170 milyon liralık kısmını karşılayacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ise projenin 370 milyon lirasını üstleniyor. TÜRKSAT da bir kısmını karşılayacak” dedi.

Yıldırım, 6A Uydusu'nun 2019 sonu itibarıyla imal edileceğine dikkati çekerek, "Sayın Bakanımız Fikri Işık'tan benim bir talebim var. 2019 sonu kritik bir tarih. Bunu 2019'un başına çekmemiz gerekiyor. Bu konuda delaletinizi bekliyoruz. Anlaştık. Biraz fazla çalışacağız, 3 vardiya çalışacağız" diye konuştu.

Yeni uydulara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yıldırım, önümüzdeki yılın ilk yarısında 5A ve 5B uydularının yapımı için gerekli adımları atacaklarını anlattı.

“TÜRKSAT teknoloji geliştirme şirketine dönüştü”

Yıldırım, 6A Uydusu'nun tamamen milli uydu olacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi kurulması için 2009 yılında adım attık. Savunma Sanayii Müsteşarlığına giderek TAI'de böyle bir tesis kurmak istediğimizi dile getirdik. Bu merkezin, hastane ortamından 100 kat daha steril olması gerekiyor. Bu tesisin yapımı için iş birliği anlaşması imzaladık.

Orada da tabii TÜRKSAT'ın parası yok, gariban bir şirket. Öyle bir yol bulduk. Dedik ki 'Atacağımız uyduda size de şu kadar yer veririz. Askeri amaçlı bant ayırırız, bunu da şu kadar paraya sayalım, ortaklığı kuralım'. Onların paraları çok. Özet olarak, TÜRKSAT aslında uydu işletmeciliği amacıyla başlayan bir şirket olmasına rağmen günümüzde artık teknoloji geliştirme şirketine dönüştü. Aynı zamanda e-Devlet uygulamaları, analog yayın, sayısal yayın, web üzerinden yayın, uydu üretim ve milli yazılım... O zaman TÜRKSAT'ın kanununa kritik kurumların yazılımlarını yapması için bir hüküm de koymuştuk."

“1 ile 1'i alt alta toplarsak 2, yan yana koyarsak 11 olur”

Yıldırım, teknolojinin sonunun olmadığını vurgulayarak, "Hayal gücünüz nereye kadar uzanıyorsa bu teknolojiler, bu işler gidecek. Türkiye olarak kendimize bir çeki düzen vermemiz gerekiyor. MÜSİAD ile diğer teşebbüslerimizle bir araya gelip özel sektör-devlet kurumu farklılığını da artık zihnimizden çıkararak, gelecek Türkiye'nin diyeceğiz. 1 ile 1'i alt alta toplarsak 2, yan yana koyarsak 11 olur. Onun için yan yana durulması, güçlerin birleştirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bugün e-Devlet'te 25 milyonun üzerinde vatandaşın işlem yapar hale geldiğini aktaran Yıldırım, bu rakamın yeterli olmadığını kaydetti.

Yıldırım, e-Devlet sistemine 135 belediyenin katıldığını, aslında belediye sayısının daha fazla olduğunu, bunların da sisteme dahil edilmesi için daha fazla gayret gösterilmesi gerektiğini söyledi.

İzmir'de 103 yaşında yaşayan bir vatandaşın e-Devlet'i kullandığını anlatan Yıldırım, bu kişiyi evinde ziyaret ettiğini, teknolojinin yaşının olmadığının altını çizdi.

Yıldırım, artık eleştirme döneminin geçtiğini, "e"leştirme döneminin başladığını vurgulayarak, "Eskiden evde anne, baba ve çocuklar vardı. Şimdi aile bireylerine cep telefonu da katıldı. O olmayınca sanki hayat duruyor. Bu güzel bir şey, bu nimetleri kullanalım ama insanlığımızı da unutmayalım" dedi.

Dünyada ilk kez halka açık 4K telekonferans yapıldı

Programda, ayrıca dünyada ilk kez halka açık, 4K telekonferans ile Türksat 4B uydusundan ilk yayın yapıldı. İstanbul’da yapımı devam eden 3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalimanı, Körfez Geçiş Köprüsü ve Ankara’da bulunan TAI Uydu Test Merkezi’ne canlı bağlantı gerçekleştirildi.

Bağlantı esnasında Yıldırım'a, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AK Parti İstanbul Milletvekili Nureddin Nebati ve TRT Genel Müdürü Şenol Göka eşlik etti.

Ardından ilk bağlantı, inşası devam eden Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki Karayolları Genel Müdürü İsmail Kartal ile yapıldı.

Bağlantıda, Bakan Yıldırım'ın 3. köprü inşaatının nasıl gittiğini sorması üzerine Kartal, köprünün yüzde 90 seviyesinde bittiğini, yer yapım çalışmalarının da sürdüğünü söyledi.

Kartal, köprünün haziran ayında tamamlanarak hizmete açılacağını, köprü ile beraber 215 kilometrelik otoyol yaptıklarını da dile getirdi.

Söz konusu projenin bazı ilkleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Kartal, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün tasarım ve yapım açısından dünyada bir ilk olduğunu ifade etti.

Kartal, bu tür köprülerin yapımının dünyada 5 yıldan önce bitmediğine dikkati çekerek, ancak bu sürenin Yavuz Sultan Selim Köprüsü için 3 yıl, Körfez Geçiş Köprüsü için ise 3,5 yıl olduğunu söyledi.

“3. Havalimanı için 2 bin 500 iş makinesi gece gündüz çalışıyor”

Daha sonra ikinci bağlantı, inşası devam eden 3. Havalimanı'ndaki Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım, yanında bulunan İGA Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Özdemir ve İGA Üst Yöneticisi (CEO) Yusuf Akçayoğlu ile gerçekleştirildi.

Hüseyin Yıldırım, 3. Havalimanı için 2 bin 500 iş makinesinin gece gündüz çalıştığını, günlük beton dökümünün 5 bin metreküpe kadar yaklaştığını anlattı. 3 bin ile başlayan çalışan sayısının ise 10 bini geçtiğine işaret eden Yıldırım, günlük 1,5 milyon metreküplük toprak hareketi olduğunu aktardı.

Nihat Özdemir de söz verdikleri gibi 2018'in ilk çeyreğinde ilk uçağı indirerek yeni havalimanını Türk havacılık sektörüne hediye etmiş olacaklarını belirtti.

Bakan Yıldırım ise 3. Havalimanı'nın hizmete giriş tarihi ile ilgili "Nihat Bey, 26 Şubat 2018" ifadelerini kullanırken, Özdemir de "Hayırlı uğurlu olsun" karşılığını verdi.

“Nisan ayında asma köprüyü milletin hizmetine sunacağız”

Üçüncü bağlantı da Körfez Geçiş Köprüsü'ndeki Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürü Murat Gönenli ile yapıldı.

Gönenli, nisan ayında asma köprüyü milletin hizmetine sunacaklarını söyledi.

Tabliyeleri şubat itibarıyla yerleştirmiş olacaklarını anlatan Gönenli, "Nisan ayında da tüm çalışmalarımızı tamamlayıp köprüyü trafiğe açacağız. Güzergahımız ile ilgili de çalışmalarımız hızla devam ediyor. Altınova, Yalova, Bursa ve Gemlik arasındaki 40 kilometrelik kesimi önümüzdeki ay itibarıyla trafiğe açıyoruz, Bursa'ya kadar da 2016 sonunda hizmete açmayı planlıyoruz. Tüm güzergahtaki çalışmalarımızı 2018 sonuna yetiştirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Bakan Yıldırım ise eskiden projelerde ana yüklenicilerin yabancı, taşeronlar Türk şirketler iken, şimdi 3. Havalimanı, 3. köprü, İzmit Köprüsü ve Avrasya Tüneli'nde ana yüklenicinin Türk firmaları, taşeronların ise yabancı olduğunun altını çizdi.

Göktürk -1 uydusu 2016 ikinci yarısında hizmet vermeye başlayacak

Son bağlantı da Uzay Sistemleri Test ve Entegrasyon Merkezi'ndeki Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Mustafa Şeker ile gerçekleştirildi.

Şeker, bağlantıda söz konusu merkez hakkında bilgi verdi, Göktürk-1 Uydusu'nun 2016'nın ikinci yarısında yerini alıp hizmet vermeye başlayacağını ifade etti.

“Küresel bir güç haline gelmek istiyorsak, uzay çalışmalarına ve uydu teknolojilerine ayrı bir önem vermek zorundayız”

Etkinlikte konuşan Bakan Işık, teknolojik yatırımların müreffeh toplum ülküsüne hizmet ettiğini anlatarak, “Türkiye olarak, küresel bir güç haline gelmek istiyorsak, uzay çalışmalarına ve uydu teknolojilerine ayrı bir önem vermek zorundayız. Türkiye bu stratejik alanlarda sadece tüketici olmakla yetinemeyecek. “ dedi.

GÖKTÜRK 2 uydusunun son aylarda terörle mücadelede yaptığı katkıyı hatırlatan Bakan Işık, “Bu milli projelerin ne kadar gerekli olduğunu anlamak için yeterli olacaktır ancak uydulara ihtiyacımız, elbette sadece askeri amaçlarla, savunma politikalarımızla sınırlı değildir" diye konuştu.

Uyduların sağladığı verilerin tarım, afet yönetimi, iletişim, şehir planlaması ve hizmet sektörü gibi değişik alanlarda birçok ihtiyaca cevap verdiğini söyleyen Işık, "Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki ülkemiz, hem yer gözlem uydularında hem de haberleşme uydularında gerçekten de ciddi bir atılım içindedir. İlk milli yer gözlem uydumuz olarak uzaya fırlattığımız GÖKTÜRK 2, 2.5 metre çözünürlüğe sahip" ifadelerini kullandı.

“Ekim alanlarında ne olduğunu uydudan tespit edebileceğiz”

GÖKTÜRK 2 Yenileme Projesi ile 50 santimetre çözünürlüğe sahip yeni bir yer gözlem uydusu geliştirmek için çalışmalara başladıklarını belirten Işık, şöyle devam etti:

"Özellikle 50 santimetre çözünürlükte yeryüzünde olan her şeyi çok daha detaylı görme, analiz etme ve oradan anlamlı veriler çıkarma imkanına sahip oluyorsunuz. Bu uyduya hyperspectral kamera da taktığınız zaman 'ekilen alanda hint keneviri mi var, yonca mı var, başka bir şey mi var?' bunu dahi uydudan tespit edebiliyorsunuz.

İnşallah bu projeyle, çözünürlüğü artırmış olacağız ve mevcut uydunun ömrü dolana kadar yeni uydumuzu tamamlama aşamasına geleceğiz.

Uyduları, bu uydularda kullanılan parçaları üretmekle kendi ihtiyacımızı karşılarken ihracat yapabilmek için de teknoloji kapasitemizi her geçen gün geliştiriyoruz."

“Milli Yer İstasyonu Geliştirme Projemizi başlattık”

Mayıs ayında uydu üretim aşamasında gerekli testlerin yapılabildiği TAİ'deki "Uydu Sistem Entegrasyon ve Test Merkezi"ni açtıklarını hatırlatan Işık, "Milli Yer İstasyonu Geliştirme Projemizi başlattık. Uydularda kullanılan lityum pilleri ve güneş panellerini ve güneş hücrelerini üretmek için de gerekli projeleri başlattık. 14-15 Aralık'ta yapılacak olan Uzay Kalifiye Malzeme Teknolojileri Sempozyumu'nda bu panel, hücre ve pillerle ilgili alt sistem projeleri imzalanacak" bilgilerini verdi.

İlk milli haberleşme uydusu olması planlanan Türksat 6A uydusunda, özel sektörün de üretime katkı sunmasını sağlayan bir modeli hayata geçirdiklerini aktaran Işık, "Bu başarılı model, TÜBİTAK'ı yeniden yapılandırma sürecimizde de referans noktalarımızdan biri olacak" dedi.

TÜBİTAK'ın önümüzdeki dönemde yeniden yapılandırılacağını belirten Bakan Işık konuşmasına şu şekilde devam etti;

“TÜBİTAK'ı özel sektörün yaptığı Ar-Ge'yi yaparak zaman kaybeden bir kuruluş olarak bırakmayacağız. Artık üretimde özel sektörümüzün mutlak hakimiyeti olacak. Ar-Ge'de özel sektörümüz belirleyici olmak durumunda. Onun için TÜBİTAK'ı özel sektörün Ar-Ge yapmasını da destekleyecek, teşvik edecek şekilde yeniden yapılandıracağız. Yerli uydu Türksat 6A'da iş paketlerinin bir kısmının özel sektör tarafından yapılmasının önünü açtık. Türkiye teknoloji üretmek durumundadır ama teknoloji üreten ülke olmak da kolay bir iş değildir. Bunun için sabırla, inatla çalışmak gerekiyor.”

“Bir uydunun ortalama maliyeti yaklaşık 150 milyon dolar, kilogram maliyeti 30 bin dolar”

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, yaptığı açılış konuşmasında Türkiye'nin teknolojik dönüşümü benimseyen ikinci kalkınma hamlesini süratle başlatması gerektiğini söyleyerek, "Yüksek katma değerli ürünleri hedeflediğimiz bu süreçte, bir uydunun ortalama maliyetinin yaklaşık 150 milyon dolar ve kilogram maliyetinin 30 bin dolar olduğunu özellikle vurgulamak isterim" dedi.

“Milli uydu ekosisteminin oluşturulmasında iş fırsatları kovalayacağız”

Olpak, Türkiye'nin 2004 yılında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde kazandığı önemli bir ufkun ne olduğunu bugün çok daha iyi anladıklarını ifade ederek, "O gün, Hazır Alım Projeleri'ne 'dur' diyen irade, Türkiye'nin 11 yıldır ürün geliştirmeye harcadığı performansın en önemli dayanağı oldu. Ortaya çıkan ATAK Helikopteri, MİLGEM, Altay Tankı, Göktürk Uydusu, Milli Piyade Tüfeği gibi birçok yerli savunma ürünü ve dolayısıyla teknolojisi, ülkemize yeni ufuklar kazandırdı, stratejik üstünlüğümüzü artırdı" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin Uydu Uzay ve Teknoloji Ekosistemi için bir araya geldiklerini söyleyen Olpak, "Türkiye'nin yerli uydu ekosistemini oluşturmak ve yerli katkı oranını artırmayı temel çıktı olarak belirlediğimiz bu etkinlikte, Ulaştırma Bakanlığımız ve ona bağlı kuruluş Türksat ile harekete geçtik. İki gün süresince, Türkiye'nin Milli Uydu Ekosistemi'nin oluşturulması, e-Devlet Kapısı'nın küresel bir marka haline gelmesi, 4,5G ve 5G teknolojilerinde yerli katkı oranı gibi önemli hususlarda, yerli ve yabancı konuklarımızla yeni iş birlikleri ve iş fırsatları kovalayacağız" görüşünü paylaştı.

Olpak, yüksek katma değerli ürünlerin hedeflendiği bu süreçte, bir uydunun ortalama maliyetinin yaklaşık 150 milyon dolar ve kilogram maliyetinin 30 bin dolar olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Fırlatma rampası ve fırlatma roketleri de bunun ekstrası oluyor. Elbette işin stratejik boyutu da bir başka önemli konu. Uydu, aslında bir uzay aracıdır. Bu platformu oluşturduktan sonra farklı şekillerde kullanarak, uzaydaki etkinliğinizi değişik alanlarda artırabiliyorsunuz.

Bugün, dünyada uydu yapıp bunu ticarileştirebilen ülke sayısının 6-7 ile sınırlı olması, konunun önemini yeterince ortaya koyuyor. Uydu ve uzay teknolojisi yanı sıra e-Devlet Kapısı'nın içerik kazanımlarını zenginleştirip yeni ülkelerle pazar oluşturmasını sağlayacağız.

Tüm bu unsurlar, ülkemizin ikinci kalkınma hamlesinin kodlarını oluşturmaktadır. İnanıyorum ki bu ve benzeri toplantılar, aynı zamanda yeni bir zihniyet inşasına yol açacaktır."

Konuşmaların ardından Yıldırım'a günün anısına Nail Olpak  tablo, Prof. Dr. Ensar Gül ise uydu maketi hediye etti.

Etkinlik 12 Aralık’a kadar ziyarete açık olacak

Türkiye'nin, yerel uydu ve uzay ekosisteminin geliştirilmesinin hedeflendiği etkinlikte 2 gün boyunca çeşitli fuar, konferans, sempozyum, ve eğitim programları ile ulusal ve uluslararası iş görüşmeleri de yer alacak.